26 Nisan 2012 Perşembe

Kate Upton


Los Angeles Clippers - New York Knicks maçından.

Bayern Münih Almanya'da Krallar Gibi Karşılandı


Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Real Madrid'i penaltılar sonucu eleyen Bayern Münih Almanya'da krallar gibi karşılandı desek abartmış olmayız. Hakediyorlar.








25 Nisan 2012 Çarşamba

Hem Golcü, Hem Hoca, Yaş 36 ; Serdar Topraktepe


Serdar Topraktepe yıllardır futbol oynuyor, yıllardır mücadele ediyor. Mücadele etmeyi bir gün olsun bırakmıyor. Yıllarca Beşiktaş, Kocaelispor derken bu sezon başında yaşanan bir takım olaylar yüzünden Körfez Fk'ye geçti. Körfez Fk forması ile gollerini attı, mücadelesini etti.

Bu hafta ise yine gol attı. Ama bu sefer daha farklı. Serdar Topraktepe bir süredir hem futbolculuk yapıyor, hem takıma abilik yapıyor, hem de teknik direktörlük yapıyor. Takımı kuruyor, kendisini doğal olarak oynatıyor, gol atıyor, kenara geliyor, taktik veriyor, efsaneydi, efsane olarak yaşamaya devam ediyor.

Serdar Topraktepe bu hafta Körfez Fk'nın Beypazarı Şeker ile oynadığı maçta takımını 8.dakika öne geçiren golü attı.

Serdar Topraktepe 36 yaşında bu zorluklar altında çıkıp mücadelesini yapıyor, golünü atıyor ya çok büyük takdiri hakediyor. Serdar istese bırakır futbolu ve hayatına gayet de rahat bir şekilde devam eder. Ama o bırakmamayı, arkadaşları ile mücadele etmeye devam ediyor.

Keşke herkes Serdar kadar futbolu sevse, arkadaşlarına değer verse, formaya değer verse.

Chelsea Yenilgisi Sonrası Messi'den 5 Kare


Barcelona'nın en çok üzülen futbolcusu Messi olabilir. Alışmışız sevindiği fotoğraflara, üzülmesi tuhaf geliyor. Yine de her şey mükemmelikte gidemez. Arada bu tarz maçlar olacak.





24 Nisan 2012 Salı

Yazlık, Fenerbahçe, Galatasaray, Galibiyet, Şans...

































Kazandık. Mutluyuz. Hatta aşırı bir mutluluk. Galatasaray'ı yenmek her şartta güzel. Öncesine gidelim.

Sezon öncesi merakla beklenen, fikstür çekildiğinde ilk bakılan Galatasaray maçları bu sezon play-off SAÇMALIĞI yüzünden 4'e çıktı. 4 derbi olması büyük heyecan olsa da ters sonuçlarda kabusa dönüşebilirdi. Evet benim için Galatasaray yenilgileri çok üzücüdür. Bu da herhalde çok normal. Ne Trabzonspor ne Beşiktaş ne başka bir takım. Galatasaray maçı galibiyetleri de, yenilgileri de farklı oluyor.

Sezon içerisine bakınca ise normal sezonda ilk maç deplasmanda 3-1 yenilmişiz, dağılmışız, dağıtılmışız - Bilica - hatta ebedi dost tarihi fark kaçırmış, Kadıköy'de de 2-0 öne geçmemize rağmen 2-2 beraberlikle ayrılmışız ve yine futbol olarak çok kötü durumdayız. Ayrıca bu 2 maç dışında Galatasaray'ın iyi futbolu, Fenerbahçe'nin ise Kadıköy dışında kötü futbolu dikkat çekiyordu. Galatasaray iyi futbolla kazanıyor, biz ise kötü futbolla doğal olarak kaybediyorduk. Ancak aradaki puan farkının sadece 5 olması da bizim şansımızdı. Demekki abartıldığı kadar çok kaybetmemişiz.

Play-off'un hemen öncesi takım inanmış, camia hep inanmıştı ama bu inanmışlığın şiddeti artmış. Futbolcuların, yöneticilerin açıklamaları gayet olumlu. Umutlar yüksek. Fenerbahçe'nin 6'de 6 yapacak potansiyeli var görüşleri.

Play-off ilk maçı Trabzonspor karşısında iyi futbol ile gelen net galibiyet, takımın iyi futbolu, mücadele etmesi, tüm oyuncuların formda olması, hatta normal sezon pek iyi göremediğimiz Gökhan, Mehmet, Ziegler gibi oyuncuların çok iyi bir oyun oynaması umutlarımızı iyice arttırmıştı. Şampiyonluk için sadece 5 galibiyet yeterli olacak ...

Trabzonspor maçı bitimi ile Galatasaray maçı santrası arası. Facebook'da '' cimboma koymaya az kaldı '' profil fotoğrafları önceki senelere göre yok denecek kadar az, twitter'da aynı şekilde çok rahat olan taraftar yok, sokakta ne olur maç Yiğit diyen abiler, amcalar yok, tabii Fenerbahçelilerin durumu böyleyken Galatasaraylılar çok rahat, koyarız, işi bitiririz, play-off saçmalığını çıkartana kapağı takarız yorumları yapıyordu. Camia inanmış. Gerçi inanmayacak gibi de değiller, oyuncular formda, oyuncular iyi, takım iyi. Hadi bu görüşe katılmayacaksınız, değiştirelim, bizden çok daha fazla mücadele ediyorlar. Bu da galibiyete inanma olayını daha çok arttırıyor.

Kişisel yorumum ; Yeneriz. Ama yeneriz derken, tedirginlik. Selçuk-Cristian performansı önemli, Volkan konsantre olmalı, Sow ilerde top tutmalı, Mehmet topuz ve Caner geriye iyi yardım etmeli gibi yorumlar. Ayrıca Galatasaray'da Selçuk gibi, Elmander gibi iyi oyuncuları mutlaka tutmamız lazım düşünceleri ...

Maç başlıyor ; İlk dakikadan, son dakika'ya kadar Galatasaray üstünlüğü, rakip bizi eziyor, Ziegler'in golünde Alex'in pası şahane, Ziegler de sezonun ilk golünü böylesi bir anda, böylesi bir rakibe karşı atıyor. Gerçek Fenerbahçeli oluyor, gol atıyoruz ama değişen bir şey yok, Galatasaray atakları, Galatasaray atakları .... İlk yarı bir şekilde gol yemeden bitiyor, Volkan müthiş ...

2.yarı başlıyor yine Galatasaray atakları, takım ne pas yapabiliyor, ne ileride top tutabiliyor, Galatasaray özellikle çabuk pres ile bizi bunaltıyor, neredeyse her dakika pozisyon oluyor, bizim takım koşuyor, mücadele ediyor ama demekki yeteri kadar mücadele etmiyor ki her dakika pozisyon veriyor...

Volkan ve Bekir yıldızlaşıyor, savunma oyuncuları da vasat üstü ama diğer tüm takım vasat altı. Ekstra işler yapan oyuncu yok...

Selçuk frikikten atıyor, Galatasaray iyice yüklenir diyoruz, yükleniyor ama atamıyor, hatta attıkları golün santrasında kaptıkları top gol olmayınca '' bu da girmediğine göre artık hiç girmez. '' diye içten içe yorumlar...

2.yarı Muslera'yı kaç dk gördük? Çok az. Ama Volkan'ın degajı, Özer'in kafası, Bienvenu'nün düştükten sonra yerde topa dokunması, Stoch'un Ujfalusi'nin yanından uzaması ve net bir vuruşla topu ağlara göndermesi. Skor 1-2.

Bu dakikadan sonra yine Galatasaray atakları, yine gol pozisyonları. Baros'un kafasında kalbi durma noktasına gelen milyonlarca taraftardan biri de bendim.

Sonuç olarak Fenerbahçe hiçbir şey oynamadığı maçta Galatasaray'ı deplasmanda 2-1 yeniyor ve şampiyonluk yolunda ipleri eline alıyordu.

Maç sonrası santra'da oyuncular omuz omuza yaparken, biz de fotoğraftaki bayrağın asılı olduğu evde - yazlık - omuz omuza yapıyorduk.

Sabah o yazlığa girdiğimizde astığımız o Fenerbahçe bayrağını da bir totem olarak kabul ediyoruz ve bayrağın uğuru ile beraber içinde şampiyonluk geçen cümlelere bu sefer cidden başlıyorduk ... Ve son ekleme şampiyonluk için 4 galibiyet yeterli olacak ...

Gerard Butler ve Lakers Girl


Sen dünyaca ünlü oyuncu ol, gel burada Lakers kızına bu bakışı at. Vay be Gerard Butler. Los Angeles Lakers-Oklahoma City maçından.

23 Nisan 2012 Pazartesi

Koreografi / El Clasico


Maç öncesi yayınlıyorlar, maç anında hiçbir aksilik çıkmadan yapıyorlar ve tüm dünyada ses getiriyorlar. Maç sonucu istedikleri gibi bitmese de koreografi güzeldi. Barcelona taraftarları bu işi iyi yapıyor.






Meşale Şov / Konya Gfb


Konya Genç Fenerbahçeliler Galatasaray-Fenerbahçe maçının devre arasında Konya'yı yakmışlar. İnanılmaz bir görüntü. Emeklerine sağlık.

21 Nisan 2012 Cumartesi

İyi Tribünler # Lech Poznan


Tribünler sadece tezahurat yaparak olmaz. Tribünler görselliğe önem vermeliler. İşte Lech Poznan taraftarlarından müthiş bir görsellik. Seneye Okul Açık böyle olmalı.

21.04.2012 - 
Legia Warszawa - Lech Poznań

20 Nisan 2012 Cuma

Yine Biz Şampiyon Olduk


Yine biz şampiyon olduk. Resmi site başlığı atmış zaten. 

Fenerbahçe kadın basketbol takımı üst üste 7, toplamda ise 10. şampiyonluğunu kazandı. 
 
Serinin neredeyse hiçbir maçına konsantre olamadım. Neden bilmiyorum. Belki de bu kadar çok kısa süre içerisinde bu kadar çok Galatasaray maçı oynamak heyecanı azalttı. Bu sezon Fenerbahçe sadece kadın basketbolunda Galatasaray ile toplam 9 maç oynadı. 9 Fenerbahçe-Galatasaray maçı. Fazla geldi.
 
Caferağa'da kazanılan 2 galibiyetten sonra şampiyonluğun İpekçi'de alınacağına emin olan milyonlarca Fenerbahçe taraftarı vardı.  Bu takım o güveni sağlamıştı. Ama ...

Ama dedik çünkü sadece 7 dk içinde 16 sayıdan gelip, 10 sayı öne geçmeyi kimse beklemezdi. Bu takım onu bile başardı. 

Cappie, Birsel, Tamane, Nevriye, Angel, Esmeral, Matovic ... Ayrım yapmıyorum ama illah bir MVP seçeceksem Cappie. 

22.7 sayı ortalaması ile oynayan Cappie. Çok değil 1 ay önce Cappie neden geldi ya diyen binlerce insan vardı. 

Cappie şimdi defalarca '' Galatasaray yok, Galatasaray yok. '' diyebilir. Serbest. Kimse de kızmaz. 

Daha sonra kadın basketbolu ile ilgili bir yazı daha yazarız ... 

Tebrikler Fenerbahçe. 

Şampiyonluk çok güzel bir şey ...

18 Nisan 2012 Çarşamba

Koreografi '' Saldır Fener ''


Açılışı esnasında yaşanan kötü olaya rağmen Grup Ck, 1907 Unifeb ve Vamos Bien gruplarına çok teşekkürler. Yine güzel bir işe imza atmışlar.

Maç Günlüğüm # 86 / Trabzonspor Maçı



Normalde maça gitmeyecektim. Ancak Cenk Akın '' Gel bilet var fazladan. '' diyince gittim. Öncelikle Cenk'e teşekkürler.

Cenk sabah 6'da İstanbul'da olduğu için - ilk kez maça geldiğini anladınız herhalde - ben de erken gitmek zorundaydım. Saat 12:00'de Lefter heykelinin önündeydim.#leftersokağınadokunmayın 


İnternette tanıştığım, sürekli konuştuğumuz, makara yaptığımız bir insan ile daha gerçek hayatta tanıştım. Sanal'ı gerçeğe dönüştürmek şart.


Kadıköy bizim oraya vardığımız saatler sessizdi. Fırtına öncesi sessizlik.


Yemek işini halletikten sonra önce Maraton Fenerium, kupalar ile fotoğraflar, ardından Nazlı'nın Yeri ve oradan da Bağdat Caddesi. Büyük Fenerbahçe yürüyüşü.


Bağdat Caddesi cıvıl cıvıl, formalı çocuklar, ablalar, teyzeler, amcalar. Ortam şahane. İnsan kendini mutlu hissediyor.


Şaşkınbakkal, Bağdat Caddesi, 12 numara, Lube Ayar falan derken pek durmadan tekrardan döndük stat tarafına. Misafir Cenk öyle istedi.


Nazlı'nın Yeri'ne gittiğimizde bizden başka kimse yoktu. Saat 2.15 civarıydı. Cenk ilk kez geldi ya her yeri gösterelim. Nazlı'nın Yeri'nden aşağı sallandık ve Kalamış.


Metin Oktay heykeli sapasağlam duruyor. Güneş aydınlatıyor.


Kalamış sahilde tenis oynayan çiftler, çok kötüsünüz. Hele o kız. Lütfen bırak yolun başındayken.


Ve günün en güzel saatleri. Kalamış dönüşü, Nazlı'nın Yeri, açılan biralar, yavaş yavaş toplanan #fbloggers tayfası, yapılan şahane sohbetler, tezahuratlar, makaralar. Yakılan meşaleler. Maç öncesi ortamlarına bayıldığımı daha önce söylemiştim di mi?


Vosvos var Nazlı'da. Gidenler bilir. Sürekli önümüzden geçiyor. Üstüne de bir Aziz Yıldırım posteri asmış. Kaputa. Ve bir taraftar alkolün de etkisiyle üstüne oturmuş. Arkadan gelen yorum '' Kalk ulan Aziz başkanın üstüne oturulur mu hiç, terbiyesiz. '' :) Yerlerdeyiz.


Bira, Votka falan derken kafamız ilk geldiğimiz gibi değildi. Sarhoş da olmadım. Herhalde bu yazıyı bu kadar detaylarla yazabilmem bunun kanıtı. Ama yatsam uyurdum o an :)


Saat 18: 30 gibi stada girdik. Atmosfer şahane. Migros tribününün alt katında güzel bir yer. Ara ara tezahuratlar.


Mücadele enfes. Gurur duyduk.


Tribünler vasat. Zaman zaman iyi.


Maçın sonlarında bütün stadın futbolculara tek tek tezahurat yapması unutulmaz. Daha önce de futbolculara tezahuratlar yapıldı ama sadece okul açık ve maraton tribünü. Tüm stat ilk kez bağırıyor galiba. Maraton alt ve Fenerium alt bile ayaktaydı.


Koreografi şahaneydi. Ancak ne yazıkki maçtan önce defalarca denenmesine rağmen maç anında sorun çıktı ve bir kardeşimiz yaralandı. İyi haberlerini aldığımız için şimdi burada koreografi'den bahsedebiliyorum.


Maç sonu Rıhtım'da yenen yemek ve 22:10 otobüsü ile İzmit'e dönüş. 


Gece otobüste unutulan fotoğraf makinası, daha sonra yapılan telefon trafiği, araç sürücüsüne ulaşmak, muavini koltuğa yollaması, makinayı bulması ve Pazartesi günü teslim almamız. Mükemmel gün mutsuz bitebilirdi. Çok şükür bir sıkıntı yok.


Beşiktaş maçı ile tekrardan buradayız.

Fenerbahçe 2 Trabzonspor 0 / İyi Futbol mu Dedin?


Ohhhhh beee!

Fenerbahçe Trabzonspor'u aylardır beklediğimiz ama bir türlü göremediğimiz iyi oyun ile beraber rahat bir şekilde, eze eze 2-0 yendi ve play-off müthiş bir başlangıç yaptı.

Play-off öncesi oynanan futbola rağmen, büyük maç oynama alışkanlığından dolayı genel olarak çoğu kişi '' Fenerbahçe play-off'da bir başka oynayacak. '' diyordu. Ve herkes ilk maç sonucunda haklı çıktı. Fenerbahçe bir başka oynadı.

Mücadele'nin 1.dakikasından 93.dakikasına kadar sahada rakipten daha çok koşan, rakibi boğan, maçı rakipten daha çok isteyen bir Fenerbahçe vardı. 

Gökhan, Mehmet, Ziegler, Bekir bu sezonun en iyi oyunlarını oynadılar. Emre ve Cristian ikilisi çok ama çok iyiydi. Sow, Yobo, Caner iyiydi. Alex takımın en vasatıydı.

92.dk korner bayrağının orada pres yapan bir Fenerbahçe. Çok özlemişiz be. Rakiplerden daha çok koşarsan, rakiplerin seni yenme şansı tamamen bitiyor. Çünkü o zaman kalite farkı ortaya çıkıyor.

Sow 12 maç 8 gol. Attığı golde vuruşu 1.sınıf golcü vuruşu.

Cristian kariyeri boyunca 11 gol attı, 8 tanesi bu sezon. Üsteli bu sezon attığı gollerin neredeyse tamamı müthiş. Sow'a yaptığı asist de Alexvariydi.

Bekir, Cristian, Ziegler, Dia, Stoch gibi oyuncular hoca ile oynuyorlar. Teknik direktörün motivasyonu, yaptığı konuşmalar hep etkili oluyor diye düşünüyorum. Çünkü hemen kontrolü kaybedebilen oyuncular.

70.dk oley çekmeye başlayan tribünler. Biz çekmedik, takım çektirdi.

90 dk küfür yok, 90 dk sahaya yabancı madde yok. Süper Final atmosferi gergin mi olacak demiştiniz?

Handikap geldi. 3.00 oran. İddaa.

Play-off'a iyi başladık, play-off'u böyle sürdürürsek şampiyon olamazsak da kimse üzülmez. En azından bu takım ile gurur duyar.

Süper Final dedikleri olay bizim için süper başladı. Pazar günü saat 19:00 Arena'dayız. Rakip Galatasaray. Mücadele et, gerisine bakma.




16 Nisan 2012 Pazartesi

Yeni Beste ''Haydi Sen de Gel Katıl Bize, Şampiyonluk Şarkısı Söyle''


Bu sezonun değil son sezonların en iyi bestelerinden. Yapanların ağzına sağlık.

Kan ağladı bu yürekler, uykusuz geçti geceler, başını öne eğme aldırma Fener, çok yakında güneşli günler. Sana olan bu sevdamız, götürecek bizi zafere, haydi sende gel katıl bize, ŞAMPİYONLUK şarkısı söyle.

13 Nisan 2012 Cuma

Puyol = 13 Sezon, 13 Fotoğraf


1999/2000 sezonu

2000/2001 sezonu


2001/2002 sezonu

2002/2003 sezonu


2003/2004 sezonu


2004/2005 sezonu


2005/2006 sezonu


2006/2007 sezonu


2007/2008 sezonu


2008/2009 sezonu


2009/2010 sezonu


2010/2011 sezonu


2011/2012 sezonu

Büyük Fenerium Sorunsalı / Amatör Şubeler


Fenerium Avrupa'nın ürün satışından en çok para kazanan 10.kulüp mağazası. Ben değil 2011 yılı verileri bunu söylüyor.

Fenerium hakkında sürekli yorumlar yapıyorum. Yapmaya da devam edeceğim. Ben Fenerium'un herkese hitap etmesini, güzel ürünler çıkarmasını bekliyorum-istiyorum.

İlk konumuzda amatör şubeleri ve Fenerbahçe Universal'i ele alalım.

Fenerbahçe'nin yıllardır en başarılı olduğu takımlar alt şubeler diye adlandırdığımız basketbol, voleybol, kürek takımları. Kupalar, başarılar, galibiyetler en çok onlarla geliyor. Ancak Fenerium bu takımlarla ilgili ürünler yapmıyor.

Ben Fenerium.com adresine girip, şube ürünleri kısmını seçtiğim zaman karşıma sadece 7 tane ürün çıkıyor. Üstelik bu 7 ürünün 1 tanesi berbat Euroleague ürünü, 3 tanesi şube ürünü bile sayılamayacak şortlar ve 3 tane tükendi - günlerdir, haftalardır öyle - yazısının yazdığı erkek basketbol takımı formaları. Mağazalarda satışının olduğunu biliyorum.

Fenerbahçe 1907 yılında kurulan bir takım. Tarihinde bu seneye kadar Avrupa'dan böyle büyük bir kupa kazanamamıştı. Fenerbahçe'nin kadın voleybol takımı Fenerbahçe Universal Avrupa Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna ulaştı ancak bunun üzerinden haftalar geçmesine rağmen Fenerium bununla ilgili 1 tane bile ürün çıkartmadı. Ben Fenerbahçe Universal'ın bu tarihi başarısı ile ilgili bir ürün alıp saklayamayacağım, sokağa gururla çıkabileceğim bir ürünü alamayacağım. Fenerium berbat tasarımlı t-shirtler, atkılar yaparken bu takımımız ile ilgili bir tane bile ürün yapmıyor. Herhalde yapmayacak da...

Fenerbahçe'nin tarihine adını altın harflerle yazdırmış Fenerbahçe kadın basketbol takımı ile ilgili de bir tane bile ürün yok. Birsel'i neredeyse Alex ile aynı sıraya koyuyoruz - Alex ile ilgili de ürün yok - ancak Birsel ile ilgili bir tane ürün yok. Nevriye ile, Esmeral ile ... Genel olarak takım ile ilgili 1 tane ürün yok. Her sene şampiyonluklar, her sene kupalar, her sene avrupa'da bir yere kadar gitmeler ama ürün yok.

Son 5 sezon 4 şampiyonluk alan, geçen sezon müthiş bir Euroleague sezonu geçiren Fenerbahçe erkek basketbol takımı yani Fenerbahçe Ülker ile ilgili de ürün yok. Ömer Onan canını dişine takarak maç kazandırıyor ürün çıkmıyor, Mrsic Fenerbahçe forması ile tarih yazıyor, basketbolu bırakıyor, bize antrenör olarak başlıyor ama onunla ilgili alıp giyebileceğimiz, hatıra saklayacağımız bir ürün yok.

Ve daha bunun gibi onlarca ilgisizlik. Fenerium para basıyor, Fenerium müthiş ilgi görüyor ancak Fenerium bu ürünleri yapmayarak çok da büyük hata yapıyor. 

İnşallah en kısa zamanda gereken oyuncularımıza, gereken takımlarımıza gereken ürünler çıkar ve bizler de koşarak gider alırız.

Fenerium sorunlarını yazmaya devam edeceğim ...

12 Nisan 2012 Perşembe

2012 Avrupa Futbol Şampiyonası Çıkartma Albümü # 2


Bilgi konusu. Değiş-tokuş için kullanırız. Her türlü değişikliğe hazırım. Pazar günü başladığım Panini 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası Çıkartma Albümü hızla doluyor. 

Yapıştırılan sticker yayısı : 204
Kalan sticker sayısı : 335


BENDE FAZLA OLAN ÇIKARTMALAR

123 / 468 / 328 / 237 / 299 / 314 / 381 / 327 / 263 / 217 / 380 / 236 / 349 /  287 / 232 / 496 / 237 / 469 / 73 / 177 / 503 / 170 / 182 / 387 / 295 / 469 / 149 / 207 / 497 / 287 / 333 / 442 / 181 / 247 / 260 / 121 / 103 / 73 / 471 / 494 / 155 / 316 / 260 /324 / 142 / 503 / 154 / 155 ...

Numaraları ile beraber güncellenmiştir.

Twitter, Türkiye Kupası, Fenerbahçe, Penaltılar, Yarı Final


Maç başlamadan önce öylesine bir maç gözüyle bakıyoruz, Türkiye Kupası'nı kazanınca ne yaparız, Türkiye Kupası önemli değil, Türkiye Kupası ne? , Kayserispor'u yeneriz herhalde tarzı yorumlar makaralar.

Maç başlıyor, sahaya çıkan kadro güzel, 4-3-3 diyoruz, değişik bir şeyler görürüz diyoruz. Ne pas yapabiliyor, ne pozisyona girebiliyoruz. Berbat bir Fenerbahçe ...

Bu arada Twitter'da insanı kanser eden yorumlar. Herkes takıma sallıyor, Aykut Kocaman'a sallıyor, durmadan ama, sürekli hakaret, mantıklı yorum yapanlar çok az. 

İlk yarı sonlarına doğru gol yiyoruz, iyice başlıyor küfürler, hakaretler. Tamam insanlar bu takımdan artık mücadele bekliyor, bende bekliyorum ama en azından ben böyle hakaret eden yorumlar yapmıyorum-yapmam da.

2.yarı başlamadan önce devre arasında yine umut verici konuşmalar, alırız ya, Bienvenu girer, atar, maçı alırız yorumları ...

2.yarı başlıyor, Ziegler'den bir hata 2-0. Yine herkes şok, çok şükür küfür etmeye fırsat kalmadan Cristian'ın golü geliyor ve küfürler bitiyor. En azından hakaretler devam ediyor sadece.

Bu dakikadan sonra yine etkisiz bir Fenerbahçe, pozisyona giremeyen Fenmerbahçe, can sıkan Fenerbahçe.

Oyuna Semih, Bienvenu ve Özer giriyor. Biraz kıpardanırız diyoruz ama olmuyor. Ancak şans yanımızda 90+2.dk Özer'in ortasına Semih dokunuyor, top Sow'un önünde kalıyor ve durum 2-2 oluyor. Normal süre 2-2 bitiyor. Uzatmalar.

Uzatmalarda yine kötü futbol, bu sefer bir kaç pozisyon var. Ama sonuç yok. Penaltılar...

Penaltılar da her sonuca hazır olmak lazım, ancak olamıyoruz. Heyecan tavan. Sanki Şampiyonlar Ligi final maçı. Sadece ve sadece Kayserispor ile oynanan çeyrek final maçı. Ama twitter'a da yazdığım gibi Fenerbahçe bizim mahalle takımına karşı penaltılarda maç kazansın, aynı şekil sevinirim. Penaltılar inanılmaz bir heyecan katıyor.

Penaltılara başlıyoruz. Takımdan iyi penaltı performansı beklemiyordum ama yanıldım. Semih, Ziegler, Serdar, Sow ve Cristian çok net penaltılar ile bizi yarı finale çıkardı.

Maç başlamadan heyecansız olan ben, Cristian'ın penaltısı sonrası yerimden gooooooolll diye fırlıyordum. Fenerbahçe bizi yine heyecandan öldürecekti.

Ama tüm bu yaşananlara rağmen '' Fenerbahçeli olmak ne güzel bir şey '' demekten de vazgeçmiyorum.

9 Nisan 2012 Pazartesi

Süper Final = Süper Heyecan


Lafı kıvırmadan şunu söyleyeyim. Heyecanlandım. 6 hafta peş peşe bu kadar büyük, bu kadar iyi takımlarla oynamak çok heyecan verici. Play-off kararı saçmaydı, play-off kararı '' 3 Temmuz '' süreci sonrası oluşan ortamı değiştirmek için bir adımdı. Bunu da baştan söyleyelim. Keşke olmasaydı ama oldu ...

Bugün gelinen noktada ise insanlar bir heyecan içinde. Sadece Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor taraftarları heyecan duyuyor gibi gözüküyor. Aslında Galatasaray taraftarları da heyecan içindeler ama akılları sıra yine farklı olma peşindeler. Bu karar sezon başında verildi ve öyle ya da böyle bu karar uygulanacak. Yani '' 2011/2012 şampiyonu Galatasaray'dır, Galatasaray şampiyon'dur, play-off sonucu hiç önemli değildir. '' gibi açıklamalar yapması hiçbir şeyi değiştirmiyor. Galatasaray play-off'u yeni adıyla Süper Final'i lider tamamlayamazsa tarih normal sezonu Galatasaray lider bitirmişti değil, şampiyon x takım olmuştur diyecek-yazacak.

Süper Final fikstürünü Fenerbahçe üzerinden değerlendirirsek 2'de 2 yaparak başla, şampiyon ol. Hatta şu kadar diyeyim güzel bir strateji geliştir, işi bir şekilde son hafta oynanacak Galatasaray maçına taşı. Kadıköy'de 6.hafta Galatasaray'ı yen, şampiyon ol.

Galatasaray cephesinden bakarsak 2'de 2 demek, şampiyonluk demek. Hatta Kadıköy'e şampiyon gitmek gibi önlerinde iyi bir motivasyon kaynağı var. Tabii ilk 2 maç alınacak 2 yenilgi camia'yı dağıtabileceği gibi, ilk hafta alınacak 2 galibiyet bu play-off saçmalığını sona erdirir, kalan 4 hafta boşa oynanır.

Beşiktaş ve Trabzonspor açısından da bakmak isterdim ancak onlar bence şu şartlarda şampiyonluktan uzaklar. Sadece şampiyonu belirleyecekler. Özellikle evlerinde Galatasaray ya da Fenerbahçe'den birine karşı alacakları galibiyet, deplasmanda takacakları bir çelme, Galatasaray ya da Fenerbahçe'yi bu yarışta zirveye ulaştıracaktır. Ancak yine de ilk hafta gelecek Beşiktaş ve Trabzonspor galibiyetleri de yarışı güzel bir hale getirir.

Sonuç olarak bu 4 takım, içeride, dışarıda galibiyet alabilecek kapasitede 4 takım. O yüzden play-off kararı her ne kadar gereksiz olsa da, heyecan bakımından şahane olacak. 1.5 ay ülke olarak güzel futbol, güzel atmosferler, kaliteli futbolcular, iyi tribün şovları izleyeceğiz. Tabii inşallah kötü olaylar yşaanmaz da diyelim.

Hadi bakalım heyecan başlasın ... Cumartesi başlıyoruz ...

İlk hafta fikstürü 

Beşiktaş - Galatasaray Cumartesi 19:00
Fenerbahçe-Trabzonspor Pazar 19:00

La Liga Şampiyonu ?


Bundan bir süre önce tüm medya, tüm twitter, tüm facebook Real Madrid'i şampiyon ilan etmişti. Bence haklılardı. Real Madrid iyiydi ve fark 10'du. Ancak fark Real Madrid'in Valencia ile 0-0 berabere kalmasının ardından fark sadece 4.

La Liga yeniden başlıyor. Çarşamba günü Real Madrid Atletico Madrid deplasmanına gidiyor. Barcelona ise evinde Getafe ile oynuyor. Fark daha da inebilir.

Real Madrid'in kalan haftalarda San Mames ve Camp Nou'da maç yapacağını da unutmayalım.

La Liga Şampiyonu ; Real Madrid ? Barcelona ?

Mücadeleye devam ...


8 Nisan 2012 Pazar

Tümer Metin '' Yurtdışında Bir Hiç Olduğumu Farkettim. ''


'' Beşiktaş'ı, Fenerbahçe'si, Milli Takım'ı, Avrupa şampiyonası, bu kadar üst seviyede futbol oynuyorsun, şöhretin, paran pulun her şeyin var, bütün kapılar sonuna kadar açılıyor... Sonra bir gün Yunanistan'a gidiyorsun, menajerin anlaşmayı yapıyor, seni otel odanda bırakıp gidiyor. Sen resepsiyonu arayıp yemek ya da kahve siparişi bile veremiyorsun. Neden? İngilizce bilmediğin için! O an düşündüm kendi kendime, 'Kimsin sen?' dedim! ''

Kaynak : sabah gazetesi.

2012 Avrupa Futbol Şampiyonası Çıkartma Albümü


'' Futbol asla sadece futbol değildir. '' Bu sezon çok önemli ve çok doğru. Biz ise hem bu söze bağlı kalıyor hem de ilave olarak futbolu neredeyse 24 saat yaşayanlardanız. Futbol ile ilgili her şeye ilgimiz çok fazla. Ve bizler futbola bu ilgiyi verirken çok mutluyuz. Belki de çoğu kişi için '' Saçma, çocukca '' gelen olayları bizler gayet mutlu şekilde yapıyoruz, yaşıyoruz. Yaşımız ilerlese de bunu bırakmayacağız.

Panini dünyaca ünlü bir marka. Her sene değişik çıkartma albümleri yapıyor. Ben ise ilk olarak 2002 Dünya Kupası için yaptığım çıkartma albümü koleksiyonlarına bu sene 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası ile devam ediyorum.

Bugün Hürriyet gazetesi ile beraber aldığım bu çıkartma kitabını turnuva başlamadan tamamlayıp, turnuva boyunca faydalanmak istiyorum. Ayrıca skorları da tek tek buraya gireceğiz. 

Hürriyet gazetesi bu albüm yanında normalde 6 tane sticker veriyordu. Ancak ben gidip tek tek tüm albümlere bakarak - mahallede yaşamanın, mahalle bakkalını tanımanın faydaları - farklı olan sticker'ları da parasını verip aldım ve ilk gün 30 futbolcu çıkartmasına ulaştım.

Değiş tokuşlar, internetten aramalar, her çarşıya inişte yeni sticker'lar almak, aldığın sticker'lardan aynıları çıkması, moral bozukluğu. Ama tüm bu yaşananları zevki, tadı çok  ayrı. Tek tek sticker'ları yapıştırmak bile çok zevkli.

Albümü tamamlamaya bugün itibari ile başladık. Bakalım kaç gün sonra tamamlayacağız. Belki ara ara buraya da değiş-tokuş için yazılar yazarım.

Bu arada Hürriyet Gazetesi bugün albüm + 6 sticker, yarın ise sadece 6 sticker hediye veriyor. Acele edin, siz de bu heyecana ortak olun. - reklamlar -